Globalizm diye bir kavram çıktı. Biz de de yaygınlaştı. Birisi, sözü Türkçeleştirmek istedi. Yaptığını sandı. Olmadı ama yaygınlaştı ve tuttu… Ve yanlış oldu. Uydurma dilin kurallarına göre doğrusu ne olmalıydı?
Glob: küre…
Global ne olmalı: küresel…
Globalizm ne olurdu: küreselcilik…
Peki küreselleşme neyin karşılığı olabilirdi? Globalizasyon değil mi?
Niye Globalizmin karşılığı küreselleşme oldu?
Gelin, işin bir başka yönüne bakalım: Niye Globalizmi kullanmıyoruz. Türkçe değil diye değil mi?
“Küre” Türkçe mi?
Hangi sözlüğe baksanız “Arapça” asıllı olduğu yazılı.
“Sel, Sal” takıları ise Türkçenin akıcılığını ve güzelliğini bozan uydurmalardır. Dilimizde yerleşmiş olan “i” takısını yabancı görenler neden “lik, luk, cil, cıl, li, lu” takılarını göremediler ki?
Arapça “küre” ile uydurukça “sel” birleşince nasıl oluyor da Türkçe oluyor? Bir bilen varsa anlatsın!
Bir bilen gerçekten varsa, bir zahmet, Arapça “siyasa”nın sonuna “l” koyunca nasıl Türkçe olduğunu da öğretsin… Parasal, matematiksel, takvimsel, tarihsel… Diye akıp giden bu “sözcük”lerin nasıl öz Türkçe olabildiklerini de… Bir zahmet…
Ne yazık ki Türkçeyi savunanlar bile bu yanlışlara ve uydurukçaya boyun eğmiş durumdalar.
Koca koca adamların “sel”li “sal”lı yazılarını acı içinde okuyorum. Yavuz Bülent Bakiler olmasa kim sahip olacak dilimize…
“Koca koca adamlar” dedim. Türkçede “adam” sözü “insan” sözü ile eşanlamlı olarak kullanıla gelmişken… Son zamanlarda televizyonlardan bir fetva yükseldi. Meğerse “adam erkek demekmiş.”
Yani atalarımız yüzyıllarca çocuklara (kız, erkek) “adam ol” derken “erkek ol” demek isterlermiş. Böyle olunca da kadın iş adamlarına ve kadın bilim adamlarına “iş kadını” ve “bilim kadını” demek gerekiyormuş. Yetki kendilerinde ya… Başladılar ve yaygınlaştırdılar. O zaman erkek olan iş ve bilim adamlarına “iş erkeği, bilim erkeği” mi demek gerek? Bu soru karşısında yeni bir yol buldular: “Adam yerine insan”
Ne yapsak bu adam sözünü idam mı etsek acaba? Ya yakınlarını?
Televizyon fetvacılarımız dilimizle oynamayı sürdürüyorlar. Dediklerine göre ben “Kültür Eski Bakanı” imişim… “Eski Kültür Bakanı” deyince Eski Kültürün Bakanı gibi anlaşılırmış. Değerli okuyucum, siz hiç bu sözü böyle anlayan bir zeka özürlüye rastladınız mı?
Rastlamaya ne gerek, biz böyle uygun gördük dediler ve yaygınlaştırdılar.
Ne olur?
Dil ile böyle oynanmaz… Dil dediğiniz gerçeklik binlerce yıl içinde yoğrula yoğrula oluşur, gelişir, dengelerini bulur. Söz üretmek olmaz mı? Olur da kurallara uygun olursa…
Osmanlının son yüzyıllarındaki sapma yüzünden içindeki Türkçe kökenli sözler en aza inen Türkçemiz, İstanbul halkının konuştuğu Türkçeyi temel alarak dengesini bulmuş iken, sonradan yapılan zorlamalarla çığırından çıkarılmış idi. “Seller, Sallar” o zamanlardan kalmadır.
Şimdilerde yapılan ise başka bir zorlamadır. Bu yanlışı yapanların sahip olduğu büyük etki gücü işlerini kolaylaştırıyor. Ama dengeleri bozulan Türkçe ile meram anlatmak çetinleştiğinden “el kol hareketlerine” ve yazı kurallarını söze taşımaya geliyor.
Ne mi diyorum?
Televizyonlarda konuşanların ve artık salonlardaki konuşucuların el kol hareketlerine dikkat edin diyorum.
Zaman zaman iki el birden havaya kalkıyor ve tırnak işareti yapılıyor ve yetmiyor bir de “tırnak içinde” diye pekiştiriliyor.
Nedir bu?
Ya da olur olmaz her cümlelerin içine konulan o “adına” kelimesi…
Ben Türkçemiz “adına” duyarlılık içindeyim, tamam da, “adına” da bu kadar harcanmaz ki…
Dokunmayın dilime ve oynamayın dilimle, diyorum… Türkçe adına…
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle