En Sıcak Konular

Sabahattin Talu

Düşünü-Yorum
Sabahattin Talu
26 Şubat 2010

BBG’den MOBESE’ye Özgür Yaşam!



BBG’den MOBESE’ye Özgür Yaşam!

Bir zamanlar yakın geçmişte televizyonlarımızda, “kimim eli kimin cebinde” anlamında “Biri Bizi Gözetliyor-BBG” adlı programı nefeslerimizi tutarak izledik. Biraz tartıştık, biraz eğlendik, biraz kızdık, biraz sinirlendik.

Programın kime faydası oldu? Hiç kimseye. Sadece anlamsız, beyinlere katkısız vakit geçirdik, boşa zaman öldürdük.

Neyse ki BBG bitti, sıra geldi “MOBESE”ye…

MOBESE; “Mobil Elektronik Sistem Entegrasyonu” demek oluyor, uzunca. Aslında “Görüntü Tespit Cihazı” da denebilir bu sisteme. Kısaca; “GÖTECİ” yani. Ancak birileri; “Bu isim KÖFTECİ gibi oldu” diye itiraz edebilir veya birileri; “Ben GÖTE’ci değilim, ben Hans Müller’ciyim” dese, ne diyebilirsiniz ki! Bu yüzden biz yine dönelim orjinaline.  

Şehirlerimiz, özellikle İstanbul ve Ankara “MOBESE” ile izleniyor. BBG’den tek farkı; bizler seyredemiyor, yorum yapamıyor, dert edemiyor, gülüp geçemiyoruz. Sadece, izleniyor ve gözleniyoruz.

MOBESE’deki amacın; güvenlik olduğu söyleniyor, ben söylemiyorum. Hırsızlık, gasp, kapkaç neredeyse bitmiş İstanbul’da! Trafik de bu sayede denetlenebiliyormuş, kazalar çok çok azalmış! İstanbul’da 2 bin, Ankara’da bin adet kamera varmış, hemen hemen her kavşakta, irili ufaklı her göbekte, her alt ve üst geçitte, hem de birkaç tane. Ben söylemiyorum, İçişleri Bakanı söylüyor.

İnsanın aklına, “madem böyle huzurlu olunacaktı da neden daha önce bu sistemi uygulamadınız?” sorusu geliyor. Trafik, hırsızlık, gasp, kapkaç, son altı ayın yoğun gündemi değil ki, yeni baş göstermedi ki! Üç sene, beş sene evvel değil de neden şimdi!

MOBESE kameralarının konulduğu bazı yerler de oldukça dikkat çekici! Yargıtay, Danıştay, Anayasa Mahkemesi güzergâhlarındaki tüm göbekler, Ankara’nın Bakanlıklar semtindeki askeri birliklerin tümünün bulunduğu Genel Kurmay ana göbeği, şehrin tüm giriş-çıkışları MOBESE ile 24 saat izleniyor. Peki siz bu bölgelere; gasp, kapkaç, hırsızlık olaylarının en yoğun yaşandığı, trafik suçlarının en yoğun işlendiği bölgeler diyebilir misiniz? Zaten bu bölgeler, polis ve kurumların kendi güvenlik birimlerince kontrol altında tutulmuyor mu!

Neyse, pek bu konulara girmeyelim, neme lazım, ne de olsa herkes gibi biz de trafiğe çıkıyoruz!

Gelelim günlük ve kişisel özgür yaşama!!!…

Düşünsenize, arabanızla şöyle bir gezintiye çıktınız ve evinize döndünüz. Bir hafta sonra posta kutusunda bir zarf buldunuz; “Falanca gün, falanca saatte, falanca kavşaktan, falanca plakalı aracınızla geçerken burnunuzu karıştırdınız ve yanınızdaki, eşiniz olarak tahmin ettiğimiz bayanla kavga ettiniz; ceza 150 TL. Ertesi gün, bu sefer falanca kavşakta yeşil ışığı beklerken yaya bir bayana laf attınız; ceza 50 TL. Toplam; 200 TL. Lütfen en yakın zamanda, en yakın karakola gelerek ödeyiniz” şeklinde.

“Özel yaşam” diye bir şey kalmadı birader. Bundan böyle, trafikte burnunuzu sakın karıştırmayın. Sakın birilerine laf falan atmayın, biraz çapkınlık yapayım diye asla düşünmeyin. Tebligat geliyor vallahi, ona göre, hem de 200 TL.

Belki de iyi olur be. Karın ile trafikte kavga etmişsin, MOBESE’den izlenmişsin, bir diğer kavşakta trafik polisleri seni durduruyor ve eşinle aranı buluyor, bulamazlarsa diğer kavşaktaki polislere havale ediyorlar işi.

Düşünsenize, arabanızda sıkıştınız, tuvalet ihtiyacınız geldi, kıvranıyorsunuz, bir sonraki, en geç iki sonraki göbekte, halden anlayan polisler, işinizi görmeniz için size “ördek” veriyorlar.

Olur mu olur vallahi, burası Türkiye…

“Ördek” işini şöyle bir ayrı tutun, çünkü çok önemli, ama insan bazen ağız tadıyla karısıyla şöyle bir kavga etmek istiyor yine de, yine de bazen keyfince şöyle bir burnuyla oynamak…

 



Bu yazı 1,178 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 6 Şubat 2012 Demokrasi Getirmek!
    • 13 Ocak 2012 Sıra SURİYE’de mİ?
    • 29 Aralık 2011 Düşmanımın Düşmanı Dostumdur
    • 22 Aralık 2011 Canlı Kalkan
    • 8 Aralık 2011 ROJ TV, Gören Gözlere Kel'i Gösteriyor
    • 2 Aralık 2011 Kürt Sorunu’nun Çözümüne İlişkin Beyin Jimnastiği
    • 24 Kasım 2011 KCK Ve Asrın Hukuk Bürosu
    • 17 Kasım 2011 Çözüm mü Dediniz!
    • 11 Kasım 2011 Ne Çare (N.Ç.)
    • 28 Ekim 2011 Sen Olma Haslanım Cemal
    • 27 Ekim 2011 PKK Terörü ve Van Depremi
    • 21 Ekim 2011 Hırsızlık Şebekesi
    • 14 Ekim 2011 Kürtçülere Sorulması Gereken Sorular
    • 7 Ekim 2011 Artık Şuna Net Olarak İnanıyorum
    • 4 Ekim 2011 Barışı Kim İstemez?
    • 23 Eylül 2011 BİR MAÇ NASIL KAZANILIR?
    • 14 Eylül 2011 Analar Ağlamasın da!
    • 8 Eylül 2011 Artık Bir Karar Verin!
    • 26 Ağustos 2011 Cılız Da Olsa İlk Kez Farklı Bir Ses
    • 25 Ağustos 2011 Batman’dan Bodrum’a Özerklik

    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,343 µs