En Sıcak Konular

Yakup Musa

Hakikat
Yakup Musa
27 Mayıs 2012

27 MAYIS İHTİLALİ



 

      

            Darbeler ihtilalci kadroya geçici bir şöhret kazandırsa da, kudret getirse de sonuç itibariyle hep hüsranla sonuçlanmaya mahkumdur.

 

            27 MAYIS darbesinden önce yalanlar, iftiralar, iddialar, suçlamalar artmış,  TÜRKİYE’yi yaşanmaz hale getirmiştir. Böylece darbeye uygun ortam oluşturulmuş oluyordu. Söylentilere göre:

 

            “Demokrat Parti iktidarı, kendisine muhalif üniversite öğrencilerini yakalayıp öldürtüyor, sonra da onları Et Balık Kurumu tesislerinde hayvan yemi haline getiriyormuş. Bir kısım öğrenci cesetlerini de Konya asfaltı altına gömdürüyormuş.”

 

            “Cumhurbaşkanı Celal BAYAR’ın bankalarda 103 milyon lirası varmış.” (Bu meblağ 1960 yılında 250-260 kaloriferli daire parasına karşılık gelmektedir.)

 

            “Adnan MENDERES, KARS ve ARDAHAN’ı Ruslara satmak üzere imiş.”

 

            “BAYAR, Kara Harp Okulunun bütün öğrencilerinin kurşuna dizilmesi için emir vermiş!”

 

            “Dışişleri Bakanımız Fatin Rüştü ZORLU, TÜRKİYE’nin her yabancı devletle yaptığı anlaşmadan % 10 nispetinde komisyon alıyor, Avrupa’da altın kaplamalı bir arabaya biniyormuş.”

 

            “Demokrat Parti bütün il ve ilçe teşkilatlarını, günü geldiğinde CHP’lileri öldürmek için silah deposu haline getiriyormuş”

 

            Ve daha neler neler söylenmiştir.

 

            27 MAYIS darbesinde görevli bir Albay şöyle itirafta bulunuyor:

 

            “27 MAYIS sabahı, önce radyoya giderek malum bildiriyi okudum. Oradan çıkarak doğru Et Balık Kurumuna gittim. Soğuk hava depolarında, üniversiteli öğrencilerin cesetleri var sanıyordum. Bütün aramalarıma rağmen bir tek cesede olsun rastlamadım. O zaman anladım ki; biz bir parti teşkilatının ve yerli komünistlerin tesiri altında kalmışız.”

 

            Yine 27 MAYIS ihtilalinde görev alan Üçüncü Zırhlı Tugay Komutanı Tuğg. Orhan ERKANLI hatıralarında şu itiraflarda bulunmuştur:

 

            “Asker, sivil, gelip geçen bütün iktidarların gerekçesi ve gayesi hep aynı idi. Vatanı kurtarmak, demokrasiyi yaşatmak. Aslında ortada kurtarılmaya muhtaç, batmış bir vatan ve zorla yaşatılacak bir demokratik düzen olmadığını, kahraman veya hain olarak nitelediğimiz kişilerin iktidar mücadelelerinin  galipleri veya muğluplarından ibaret bulunduğunu bir türlü anlamadık. Memleketimizin en ciddi, en önemli ve hayati sorununun vatanı kurtarıcılardan kurtarmak olduğunu bildiğimiz halde açıklamadık, bu yolla samimi gayretler harcamadık.”

 

            İhtilali araştırdıkça ihtilalcilerin iki yüzlülüğünü ortaya çıkaran durumlar, belgeler ortaya çıkmakta. Buna örnek Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Cemal GÜRSEL’in 03 MAYIS 1960 tarihli gizli mektubunu gösterebiliriz. Bu mektubun yazılmasına Org. Cemal GÜRSEL ile dönemin Milli Savunma Bakanı Ethem MENDERES arasında geçen görüşme neden olmuştur. Gidişattan memnun olmamakta, kötüye gidişin baş sorumlusu olarak Cumhurbaşkanı Celal BAYAR’ı görmektedirler. Her ikisine göre de Celal BAYAR bir an önce istifa etmeli ve yerine daha uygun birisi, yani üzerinde uzlaştıkları Başbakan Adnan MENDERES geçmelidir. Ethem MENDERES bu mektuptan başbakanı haberdar eder. Adnan MENDERES sadece kendisini öven satırları ve müteakip bir iki maddeyi okuduktan sonra mektuba önem vermez, Celal BAYAR’ın bahse konu mektuptan haberdar olmaması için bakanını tembihler. Ethem MENDERES’de mektubu kasasına kilitler Yassıada’da gündeme gelinceye kadar orda kalır. Yassıada duruşmaları sırasında gündeme gelen ve mahkemece aslı istenen mektup Org. Cemal GÜRSEL’in Adnan MENDERES’i öven, kendisine Cumhurbaşkanlığı teklifinde bulunan kısmının sansürlenerek basına verildiği bilinmektedir. Ancak değiştirilen mektup tek nüsha yazılmamış olduğu mahkeme sırasınca gözden kaçırılmış, diğer asıl nüshaların incelenmesi nedense düşünülememiştir. Adnan MENDERES’in avukatı Burhan APAYDIN tehditlere rağmen mektubun değiştirildiğini, aslının mahkemece okunmasını talep etmiş fakat MENDERES Yüksek Adalet Divanı Başkanı Salim BAŞOL’un mektubun mahkemece okunması talebini hala anlaşılmayan tutumuyla ret etmiştir. Bu mektup okunsaydı belki de mahkemenin seyri değişecek, kendisini Cumhurbaşkanlığına taşımaya kalkanların şimdi kendilerini asma girişimleri, bu büyük tezat ortaya çıkmış olacaktı. MENDERES hem mektubun değiştirilmesine itiraz etmediği gibi, mahkemece aslının okunmasını da istememiştir. Bu girişimi mahkemeyi daha fazla kızdırmamak için tercih etmesi muhtemeldir. Mahkeme boyunca daima orduya, mahkemeye güvenmiş, dava sonucu aklanacağına inanmıştı.

 

            Necip Fazıl KISAKÜREK’in tabiriyle, MENDERES “ümit vermekte bir tane, fakat bunları asla gerçekleştirememekte de yine bir tane” dir.

 

            O gün mahkeme başkanı merhum Adnan MENDERES’e “Sizi buraya tıkan güç böyle istiyor” diyebilecek kadar açık sözlü idi. 27 MAYIS anlayışı hep devam etmiş, İttihat ve Terakkiyi kuran zihniyet, 31 MART Vak’ası, Bab-ı Ali Baskınının arkasında ne var ise 27 MAYIS’ın, 12 MART’ın, 12 EYLÜL’ün, 28 ŞUBAT’ın arkasında aynı niyet, güç vardır.

 

            27 MAYIS’ı daha iyi anlamak için Gaziosmanpaşa Üniversitesi öğretim üyesi Berat ÖZİPEK’den aktaralım: “27 MAYIS darbesinin işlevi de  oligarşiden demokrasiye geçiş sürecini durdurmaktan başka bir şey değildi. Darbeyi meşrulaştırmak için kullanılmaya çalışılan hiçbir gerekçenin iler tutar tarafı yoktu. Örneğin anayasayı ihlal adına DP’ye yöneltilebilecek hiçbir suçlama yoktu ki, CHP’nin tek parti döneminde çok daha fazlası yapılmış olmasın. Bir tarihçinin de belirttiği gibi İstiklal Mahkemeleri anayasaya uygun ise Tahkikat Komisyonları’nın uygun olmadığı nasıl söylenebilirdi? Her ikisinin de aynı anayasa, 1924 Anayasası yürürlükteydi. DP’nin iktidarının özellikle ikinci döneminde birçok yanlışın, bazı antidemokratik uygulamaların yapıldığı doğrudur; ama bunların hiçbiri darbe gerekçesi olamazdı. Bu bağlamda 27 MAYIS tıpkı kendisinden önceki ve sonraki darbeler gibi ahlaki ve siyasi bakımdan meşru görülebilecek hiçbir sebebe dayanmıyordu. Dolayısıyla onun gerekçelerini aslında bahanelerini çürütmeye çalışmak, bir bakıma darbenin söyleminin sınırları içinde kalmak anlamına gelebilir. Asıl konuşulması gereken, darbelerin ekonomik politiğidir; sınıfsal ve sosyal sebep ve sonuçlarıdır ve tabii ki kurbanlardır; tarifsiz acılar yaşayan, kendilerini koruyamadığımız kurbanlar. Onları unutmamak ve bütün darbelere evlerden Demokrat Partililerin toplandığı günlerde babasının götürülüşüne şahit olan küçük bir çocuğun gözüyle bakmak vicdani bir yükümlülüktür. Bu aynı zamanda demokrasinin de yaşayabileceği ahlaki temeli ifade etmektedir. Bunu yapabildiğimizde bize özgü iyi darbe kötü darbe ayrımı yapmak gibi ahlaka aykırı yollara girmez, 12 EYLÜL darbesini de aynı kararlılıkla mahkum edebiliriz”

 

            27 MAYIS darbesini 52 yıl önce yaşanmış ve bitmiş bir olay şeklinde değerlendiremeyiz. 27 MAYIS’ın müteakibinde devam eden darbe/müdahalelerin arkasında  darbecileri harekete geçiren, onları yönlendiren Siyonizim ve onun kuklası, taşeronu ABD vardır.

 

            Yaşanan 27 MAYIS ihtilali Türk demokrasisini yolundan çıkarmış, gerçekleşmeseydi, siyaset, demokrasi devam etseydi sol ve sağ dengeli bir biçimde olacak, ekonomimiz sarsılmayacaktı. Bu ihtilal bize Süleyman DEMİREL’i, 12 EYLÜL ise ÖZAL’ı kazandırmıştır.  MENDERES’in yokluğu, 27 MAYIS’a duyulan öfke Adalet Partisi’nin çatısı altında toplanmış, DEMİREL’i iktidara taşımıştır.

 

            Yazıdan ve itiraflardan da anlaşılacağı gibi bütün darbelerin; ülkede ilerleyen, yerine oturan demokrasiyi baltalamak üzere yapıldığı anlaşılmaktadır. Darbeler çözüm değil, ancak kesin sorunların ebesi olmuşlardır. Bilinen bir gerçekte yukarıda da yazdığımız gibi 27 MAYIS’tan bu yana yapılan her türlü darbelerin arkasında ABD ve onun hamisi Siyonist İsrail bulunmaktadır. Zaten yapılan darbelerin ABD’nin onayı/isteği olmaksızın gerçekleştirilmesi mümkün değildir. Dostumuz! ABD hiçbir zaman ülkemizde demokrasinin uygulanmasını kendi çıkarına uygun görmemektedir.

 

Selam, saygı ve dualarımla.

 

Yakup MUSA

 

27.05.2012

 



Bu yazı 1,800 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 28 Ekim 2015 TÜRKİYE'DE BAŞKANLIK SİSTEMİ
    • 16 Ekim 2015 BALYOZ DAVASI BİLİRKİŞİ RAPORLARI (3)
    • 2 Ekim 2015 TCG MUAVENET FACİASI!
    • 17 Ağustos 2015 AMERİKAN ÇOCUKLARI ÇUVALDA
    • 6 Haziran 2015 TÜRKİYE'DE BAŞKANLIK SİSTEMİ
    • 24 Mayıs 2015 BALYOZ DAVASI BİLİRKİŞİ RAPORLARI (2)
    • 19 Mayıs 2015 KÜRECİK RADARI İSRAİL İÇİN ÇALIŞIYOR!
    • 11 Mayıs 2015 BALYOZ DAVASI BİLİRKİŞİ RAPORLARI
    • 26 Nisan 2015 100. YILINDA ÇANAKKALE SAVAŞLARI
    • 13 Nisan 2015 İCRA VE İFLAS KANUNUNUN KABÜLÜ
    • 1 Nisan 2015 31 MART VAK’ASI
    • 18 Mart 2015 18 MART ÇANAKKALE ZAFERİ
    • 4 Mart 2015 28 ŞUBAT BELGESİ
    • 31 Ocak 2015 SOYKIRIM İFTİRASI
    • 28 Aralık 2014 EHLİ KÜFÜRE BENZEMEKTEN KAÇINMAK!
    • 22 Aralık 2014 DÜNYA HABERLERİNİ CIA YAPTIRIYOR!
    • 20 Kasım 2014 TCG. MUAVENET FACİASI
    • 15 Eylül 2014 27 MAYIS VE 12 EYLÜL DARBESİ
    • 10 Haziran 2014 27 MAYIS DARBESİ VE MASONLAR
    • 1 Haziran 2014 27 MAYIS DARBESİ GERÇEKLERİ

    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,865 µs