1 Ocak 1990

Dışarıda yelkenler, içeride türbanlar

Sekiz gündür dışarıdaydım. Geçmişten rüzgârlar alıp geleceğe yelkenler açmış Türkiye'yi yaşadım. Döndüm ve havaalanında türbanla boğulan Türkiye'yi gördüm. Sekiz gün önce de konu gündemdeydi. Şimdi neredeyse tek konu olmuş... "Olsun, aşarız" diyelim ve gördüklerimi paylaşalım istiyorum...
Etiyopya ve Sudan ile kıyaslayarak nispi üstünlüğümüzden söz edecek değilim. Kaldı ki onlar başörtüsü konusunda bizden ileri: "İsteyen örtülü , isteyen örtüsüz." Kimsenin kimseye karıştığı yok...
Bu yazımda Sudan'dan söz etmek istiyorum ve Sudan'daki Türkiye'den... Bardağın dolu olan yarısından sohbete ne dersiniz? Yoksa hep boş olan bölümünü mü konuşmalıyız?
Başkent Hartum'un adını Osmanlılar vermiş. Nil'i filin hortumuna benzeterek. Hartum'da üç Nil birleşmiş ve ortaya büyük Nil çıkmış. Güzel, görkemli, hayat veren Nil... Mavi Nil'in iki kolu ve Beyaz Nil'in birlikteliği ve işte Büyük Nil...
Sudan'da Türkiye'nin üç gücünün uyum içinde birlikteliği de bende bir benzerlik çağrıştırdı. Cumhuriyetimizin değerlerinin temsilcisi büyükelçiliğimiz. Büyükelçimiz Fatih Ceylan... Duruma egemen... Görevinin bilincinde... Türkiye'yi gerektiği gibi temsil ediyor. Çalışkan ve verimli... Derin Türkiye'nin şirketleri ve okulları ile tam uyum içinde ve uyumlaştırıcılık görevinde...
İşte!.. Sudan'da Türkiye'nin üç ırmağı birleşmiş ve Büyük Türkiye oluşmuş. Resmi Türkiye... Girişimcilerimizin gücü ve başarılı gönüllü kuruluşlarımızın çalışmaları... Üçü birbirini destekliyor. Güçler bölünmüyor ve birbirini kösteklemiyor. Sudan'daki Türkiye"den çok örnekler ve çok dersler alınmalıdır, diyorum.
Sudan'da sayısı 100'ü geçmiş Türkiye şirketi var. Büyükelçimiz her bakanlıkta itibar sahibi ve şirketlerimizin her sıkıntısında itibarını onlar için kullanıyor. Düzenli toplantılar düzenliyor. İşadamlarının sıkıntılarını dinliyor ve çözümler üretiyor. Üç katlı bir bina kiralanmış. Altında Ticaret Müşavirliği, orta kat İşadamları Derneği, üst kat Konukevi. Yani gelen girişimciler için... Herkes büyükelçiyi övüyor," On yıl daha burada kalmalı" diyorlar. Kendisine söylüyorum, tatlı tatlı gülüyor.
Büyük şirketlerimiz büyük işler almışlar. Buranın en büyük işlerini...
Çalık Topluluğu G.A.P!.. TELEKOM binasını yapıyor. 80 milyon dolarlık işi... T.E.G. İnşaat alışveriş merkezi yapıyor, 55 milyon dolarlık...
Yapı Merkezi Nil üzerine bir köprü yapmış, görülmeye değer... Sudan'lılar işin hızından ötürü "cin-peri işi" demişler.
Afrika Uluslararası Üniversitesi'nin rektörü El Şeyh İbrahim Bey'in sözleri: "Türkiye'nin Afrika'da çok iyi bir geçmişi var. Türkiye çok sevilir. Hindistan ve Çin de Afrika'yı keşfediyor. Türkiye daha hızlı davranmalı. Türkiye'nin gelişmelerinden biz çok sevinçliyiz. Bütün İslam alemi Türkiye'den yararlanmalıdır."
Sudan deyip geçmeyelim. Afrika'nın kapısıdır Sudan... İlginizi çekerse, petrolü ve uranyumu var. Başkalarının niye bu kadar meraklı olduğunu sanıyorduk?
Dünyanın her yerine dağılmış Türk okullarının sayısının Afrika kıtasında 75'e ulaştığını öğreniyoruz. Afrika'nın çeşitli ülkelerinden gelmiş gençlerin okullarımızın himayelerinde olduğu görünüyor.
Sudan'daki Türk okullarının birinde M. Akif'in bir şiiri duvara asılmış:
Gidelim bir yere, hatta şu bizim Sudan'a
Yeni bir medrese tesis edelim URBAN'a
Daha üç beş de faziletli mücahit bulalım
Nesli tehbib ile i'la ile meşgul olalım.
Akif'in dileği yerine gelmiş. Türkiyeli işadamlarının nakdi desteğiyle Sudan'a gelinmiş ve okullar kurulmuş. Okullar pırıl pırıl... Koyu esmer Afrikalı çocuklar Türkiyeli çocuklarla el ele Sudan'ın ve Türkiye'nin milli marşlarını okuyorlar. Eğitim dili Arapça; Türkçe ve İngilizce de öğreniyorlar. Buralarda kimse bu okullara "Cemaat Okulları, Gülen Okulları" demiyor. Bunlar Türk okulları... Türkiye'nin okulları... Derin Türkiye'nin gücünü görmenin verdiği özgüven içinde Türkiye'ye dönüyorum. Geleceğe yelkenler açmış Türkiye... Diyorum ki, bitsin artık şu gülünç türban hikâyeleri... Köklerimizden alacağımız güç ile akıl ve bilim yolundan yürüyelim. Özgürlükçü, katılımcı demokrasiyi içimize sindirelim... Gerçek gündemlere dönelim. İşadamlarımızı, okullarımızı destekleyelim.

Bu yazı 1,168 defa okundu.